Sosyal Medya

Kürsü

Murat Yeşiltaş: Suriye’de hesaplar yeniden yapılıyor

Trump ve müdahaleyi destekleyenler, Esed’in kimyasal silah saldırısının “güçlü ve ortak bir karşılık” bulması gerektiği konusunda görüş birliğine varmış durumdalar. Ancak askeri müdahalenin nasıl bir Suriye stratejisinin parçası olduğu konusu açık değil.



Amerikan’ın askerlerini Suriye’den çekeceÄŸi söyledikten tam bir hafta sonra Trump, Suriye rejiminin DoÄŸu Guta’da kuÅŸatma altında bulunan Duma’ya yönelik kimyasal silah kullanmasının ardından ABD’nin “güçlü bir askeri karşılık vereceÄŸini” açıkladı. Böylece Trump, Suriye’den çekilmek bir yana, ABD’nin askeri varlığını daha fazla artırmak durumunda kalacağı askeri bir angajman konusunda kendisini baÄŸlayan bir açıklamada bulun-muÅŸ oldu. Buna karşılık, Rusya sert sayılabilecek bir cevap verdi. Moskova, ABD’nin Suriye’yi hedef alması halinde, Amerikan füzelerine vurmak için karşılık vereceÄŸini açıklarken, Trump yine elindeki en önemli silahı, Twitter’ı kullanarak; Rusya’ya hazır olması gerektiÄŸini, zira füzelerin yakında geleceÄŸini ifade ederek müdahale konusundaki baÄŸlayıcılığını bir üst seviyeye çıkarmış oldu. Putin, Trump konusunda mevcut pozisyonunu deÄŸiÅŸtirmeyi tercih etmedi ve sert bir karşılık vermekten (ÅŸimdilik) kaçındı.

Nasıl bir strateji

Suriye’deki mevcut jeopolitik parçalanma ile birlikte Fransa ve Ä°ngiltere’nin ABD’nin “peÅŸine takılma” konusundaki istekleri de dikkate alındığında, Suriye krizinin nereye doÄŸru everileceÄŸine dair tartışma iyice hararetlenmiÅŸ oldu. Bu sırada, Ä°srail’in belirsizliÄŸi bir fırsata çevirmek için Suriye sahasında Ä°ran’ı hedef alan hava saldırısı, Suriye krizinde mevcut oyuncu sayısının ne kadar baÅŸ döndürücü olduÄŸunu gösterir nitelikte. Trump’ın nasıl ve hangi boyutta askeri bir cevap vereceÄŸini kestirmek ÅŸimdiden zor olsa da mevcut tartışmalar bu müdahalenin birçok cepheye yayılacak so-nuçlar üretebileceÄŸini gösteriyor. Taktiksel düzeyde nasıl bir askeri operasyonun gerçekleÅŸeceÄŸi konusunda birçok alternatif olsa da yapılacak müdahalenin Suriye’nin genelini kapsayacak anlamlı bir stratejinin parçası olup olmadığı ÅŸimdilik cevabını Trump’ın da vermekte zorlandığı bir soru. Trump ve müdahaleyi destekleyenler, Esed’in kimyasal silah saldırısının uluslararası toplumun içini rahatlatacak ÅŸekilde “güçlü ve ortak bir karşılık” bulması gerektiÄŸi konusunda görüş birliÄŸine varmış durumdalar. Ancak askeri müdahalenin nasıl bir Suriye stratejisinin parçası olduÄŸu konusunda açık bir tartışmanın olduÄŸunu söylemek zor. ÖrneÄŸin, Ä°ngiltere daha çok Sikripal olayından sonra Rusya’nın “püskürtülmesi” yönünde bir motivasyonu ön plana çıkarırken, Fransa’nın, Suriye’de yeni bir rol üstlenmek için müdahaleye istekli davrandığı anlaşılıyor. Almanya, baÅŸlangıçta kararlı bir pozisyon alsa da Rusya ile gerginleÅŸmenin ÅŸimdilik fayda getirmeyeceÄŸini düşünüyor. Müdahaleyi açıkça destekleyen Suudi Arabistan, hem Esed’i hem de Ä°ran’ı aynı anda frenleyecek bir opsiyondan yana tavır almış gözüküyor.

Türkiye’nin pozisyonunun ortada olduÄŸunu ve Ankara’nın temkinli davrandığını not etmek gerekir. Zira, müdahaleyi takip edecek bir stratejiden yoksun saldırganlığın mevcut durumu deÄŸiÅŸtirmek bir yana daha da karmaşık hale getireceÄŸinin farkında. Suriye’nin bir “bilek güreÅŸi” sahası gibi görülmesinden rahatsız olduÄŸunu dile getiren CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın yaklaşımı son derece önemli. Türkiye’nin, ABD ile Rusya arasında arabulu-cu olabileceÄŸine dair basına yansıyan haberlerin temelinde bu var. Meselenin elbette daha çok askeri olduÄŸunu söyleyebiliriz, ancak her durumda Türkiye’nin Suriye krizinin geldiÄŸi aÅŸamadan sonra süreci nasıl yöneteceÄŸi oldukça hayati. Türkiye’deki birçok tartışmada, PKK-YPG meselesine odaklanılsa da Türkiye’nin ulusal güvenliÄŸini yakın gelecekte ilgilendiren en önemli baÅŸlıklar arasında, Suriye’deki anayasa çalışmaları ve normal politik sürece (büyük ölçüde Esedsiz) geçiÅŸ de yer alıyor. Çünkü her iki baÅŸlık da Suriye’de PKK’nın kaderini belirleyecek ölçüde önemli.

Tam da bu noktada, Astana ve devamındaki Soçi ve Ankara üçlü zirvelerinin ne kadar önemli olduÄŸu bir kez daha ortaya çıkıyor. Zira Türkiye, burada bir taraftan Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak bir anayasanın oluÅŸmasını isterken diÄŸer taraftan da muhalefeti hem askeri hem de siyasi olarak ayakta tutacak formülün hayata geçmesi için çabalıyor. Öte yandan daha da önemli olan, Türkiye bu üçlü zirve içinde en hayati rolü oynayan aktör. Yani Türkiye olmadan bu süreç de olmaz. Çözüm masasında oturan aktörlerin çeÅŸitlendiÄŸi bir durumda Türkiye diÄŸer aktörlerden sadece biri konumunda. Yani Astana eÄŸer Cenevre’ye uzanacaksa öncesinde Türkiye’nin elde ettiÄŸi kazanımlar son derece anlamlı hale gelecek. Dolayısıyla Amerikan saldırısıyla mevcut durumun bozulma riski ve Türkiye’nin, ABD’nin ve Fransa’nın daha fazla içinde olacağı, belki Esed’in zayıflayacağı ama siyaseten Türkiye’yi tatmin etmekten uzak bir tablonun oluÅŸabilme ihtimali var.

Türkiye, Ä°ran ve Esed rejimi rahatsız olsa bile, Rusya ile mutabakat üzerinden anayasa çalışmalarını, ABD ile mutabakat ile de gelecekte, Rusya’nın pek mutlu olmayacağı, demokratik (bütün ÅŸartların oluÅŸması halinde BM denetiminde) bir seçimi hayata geçirmek istiyor. Dolayısıyla, ABD’nin nasıl bir saldırı planını hayata geçireceÄŸi son derece önemli hale gelmiÅŸ durumda. Bu planı yapanların hedefi,  sadece Esed’i kullanmış olduÄŸu kimyasal silahlar nedeniyle cezalandırmak deÄŸil. Öyle ya da böyle Trump ve ekibi kendilerini, bu sefer bir strateji ortaya koymak zorunda hissediyor. Hatta Fransa ve Ä°ngiltere’nin daha istekli olduÄŸunu söylemek mümkün. Rusya, Türkiye ve Ä°ran, aralarında farklara raÄŸmen Astana süre-cinde yakalanan konsensüsü devam ettirmek istese de ABD ve Fransa baÅŸta olmak üzere diÄŸer aktörlerin bu süreçten çok da memnun olmadıkları oldukça açık. Bu nedenle Amerikan müdahalesine Astana süreci penceresinden bakmakta fayda var. EÄŸer ABD vurmayacaksa ortada bir pazarlık olacaktır. Bu büyük ölçüde Rusya’nın taviz vereceÄŸi bir ÅŸekilde, Ä°ran’ın zayıflatılacağı Esed’in ise gideceÄŸi bir ÅŸekilde olabilir. Pazarlık yoluyla ABD bunu alamazsa müdahale ile almaya çalışacaktır.    

Müdahalenin şekli önemli

Trump yönetiminin önünde, rejimin tekrar kimyasal silah kullanmasını engelleyecek müdahalenin nasıl olacağına dair seçenekler mevcut. Dola-yısıyla ilk müdahalenin ilk hedefi, rejimin bundan sonra kimyasal silah kullanabilecek kapasitesini yok etmek. Ä°kinci olarak ise Trump yönetimi, tercih edeceÄŸi müdahale yöntemiyle Rusya ve Ä°ran’ın Suriye sahasındaki etkinliÄŸini zayıflatacak, siyasi kazançları maliyetlerinden daha fazla olacak kendi gerçekliÄŸini oluÅŸturma arzusunda. Yani aynı anda hem Esed’i hem de Ä°ran ve Rusya’yı zayıflatacak bir formül bulması gerekiyor. Bu bakım-dan, ABD’nin tercih edeceÄŸi askeri saldırının Suriye’de bir deÄŸiÅŸime neden olacağını beklemek gerekir. Ancak bu deÄŸiÅŸimin Trump’ın kazanacağı bir sonuç üretip üretmeyeceÄŸini ÅŸimdiden tahmin etmek gerçekten zor. DiÄŸer taraflar açısından da istenilen sonucu üreteceÄŸini bilemiyoruz. EÄŸer Trump, uluslararası toplumun kendini daha iyi hissedeceÄŸi yalnızca cezalandırıcı bir saldırıyı tercih ederse, bu durum AÄŸustos 2017’de gerçekleÅŸtirilen saldırı-nın neden olduÄŸu etkiyi ortaya çıkarabilir ve rejime maliyeti yüksek stratejik bir zarar vermeyebilir. Trump’ın çizdiÄŸi mevcut resim dikkate alınacak olursa, ABD’nin kimyasal silah kullanmasından dolayı sadece bu eylemi cezalandıracak bir saldırıya baÅŸvurmayacağı anlaşılıyor. Trump hedefi ve kapsamı çok geniÅŸ olmayan fakat, uçak hangarları, mühimmat depoları, rejimin ve Ä°ran’ın birlikte bulunduÄŸu komuta merkezleri gibi birden çok merkezin hedef alınmasını önceleyen takibi olmayan kısmi bir saldırıyı tercih ederse, bu durumda saldırının sadece Esed ve Ä°ran için bir bedeli olacak-tır. Böylesi bir tercihin Rusya için de maliyeti olabilir. Ancak bu durum bazı riskleri bünyesinde barındırmaktadır ve ABD’nin bu aÅŸamada Rusya ile karşı karşıya gelme niyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Askeri olarak krizin tırmandırılması iki büyük gücü karşı karşıya getirme riski yüksek olduÄŸu için beklenmedik bir kazanın yaÅŸanma ihtimali bu seçeneÄŸin riskini daha fazla artırmaktadır. Rusya’nın sessiz kalabileceÄŸi bir durum oluÅŸursa, böyle-si bir saldırı seçeneÄŸinin Esed rejimini ve Ä°ran’ı zayıflatma konusunda baÅŸarıya ulaÅŸması mümkün olabilir. Bu durum muhalefetin konumunu da yeniden güçlendirebilir. EÄŸer Trump, rejimin askeri kapasitesini hedef alan daha fazla geniÅŸletilmiÅŸ bir saldırıdan yana tercihini yaparsa, daha etkili bir sonuç üretme olasılığı mümkün. Bu durumda saldırının süresinin daha uzun olması beklenebilir. Bu seçeneÄŸin gerçekleÅŸtirilme ihtimali daha düşük ama Rusya ile daha fazla karşı karşıya gelme riskini barındırıyor. Zira Rusya’nın Suriye’deki varlığını da tehdit edecek olan bu senaryoya, Putin’in razı olması beklenemez. Son alternatif ise, Ä°ngiltere ve Fransa’nın denizden Suriye’nin kimyasal silah depolarını ve bazı askeri havaalanlarını hedef alacakları sınırlı-ortak bir saldırı. Trump’tan ve yönetiminden gelen sinyaller bu yazının yazıldığı sırada baÅŸlangıçtaki istekli havayı yansıtmıyordu. Böylesi bir müdahalenin Suriye’deki mevcut durumu deÄŸiÅŸmesini beklemek ise gerçekçi olmaz. Trump ya da müdahaleyi destekleyen aktörler genel bir Suriye stratejisi ortaya koymadan ya da mevcut dengeleri dikkate almadan bir saldırı gerçekleÅŸtirirlerse bunun iÅŸe yaraması mümkün deÄŸil. EÄŸer bu müdahale, devamı olan ve Suriye’nin genelini kapsayacak bir stratejinin parçası olursa o halde Suriye’de hesaplar yeniden yapılmak durumunda.

Star Görüşler

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.